Saturday 7 April 2012

İş görüşmesi1- Patron şirketi

Dört ay kadar bir süre işsiz kalmış ve bu süre zarfında birçok iş görüşmelerine gitmiş biriyim. Şu an işim var ve çalışıyorum ancak o iş görüşmelerinden bazısını gerçekten çok gülerek hatırlıyorum. Kimisinde ben çok komik kaçmışım, kimisinde muhabbet saçmalamış.
Ilkinden başlıyorum:

CV mi kariyer web sitelerinden bulmuş ufak çaplı bir şirket. Adını bile hatırlamıyorum. Sanırım GPS cihazları satan bir şirketti. Ben saçımı yaptırdım, şık bir şekilde giyindim ve görüşmeye gittim. beş dakika da geç kaldım ama sorun olmaz diye düşündüm. Zira onlar da beni bir yarım saat beklettiler ben sorun yapmadım yani.

Kapıdaki sekreter kadın beni içeri aldı. İçeride "Patron" diye tabir edebileceğimiz bir adam kocaman masasının arkadında oturuyordu. Ben girdim içeri, adam yerinden bile kalkmadı, masasında oturmaya devam etti. Ben elimi uzattım "Mrhaba ben Equalfinger"dedim adımı ve soyadımı söyleyerek. "Merhaba" dedi. "İsminizi alamadım" dedim O da tam net hatırlamamakla birlikte "Ben Orhan" gibi kısaca sadece ismini söyledi. Adam kimdir ne iş yapar, ben hademeyle mi görüşüyorum şu an kimle görüşüyorum tam da bilemeden başladık konuşmaya.

Adam bana işi anlattı. Benim için basit bir iş. Tenik ekiple konuşup müşteriler için kullanım klavuzu hazırlıyorsun. Ayrıca müşteri ufak tefek modifikasyonlar isterse teknik ekibe bunları anlatıp yaptırıyorsun. Koskoca Boğaziçi Elektrik Elektronik mezunu insanım, kendimi de biraz ağırdan satmak adına adam bana iş hakkında ne düşündüğümü sorduğunda "Benim qualifikasyonlarım ile işin  gerektirdiklerinin örtüşmesi de önemli" gibi bir cümle sarfettim. Adam bunu resmen poposundan anlayıp ben işe fazlayım demek isterken benim işe az geleceğimi ima ettiğimi sandı. CV me baktı, "Qualifikasyonlarınız fena değil, yapabilecek gibi duruyorsunuz bu işi" gibi birşeyler söyledi. "Aaaah, güldürme beni Orhan" demedim. sadece gülümsedim.

Eski iş yerimden neden ayrıldığımı sordu. İlk işimden artık beni tatmin etmediği için ayrıldığımı söyledim. İkinci işimden ayrılmamın ise kişisel ve özel bazı sebepleri var diye konuyu kapattığımı sanırken ben, adam tuhaf bir kontratak ile: "Bakın, ben sizi tanımıyorum, siz de beni tanımıyorsunuz, bence bunu bana söyleyebilirsiniz" dedi. O an bir kahkaha krizine girmedim tabii yine tuttum kendimi ve zaten absürt olan olay biraz daha komik olsun, ilerde gülerek hatırlarım diye başladım anlatmaya: "Ben nişanlıydım, nişanlım yurt dışında çalışmaya başladı ben de oraya gidecektim ama sonra olmadı" gibi gereksiz bir açıklama yaptım. Yeni ayrılmış kadın kolay avdır diye bir inanış var sanıyorum. Adamın o andan sonraki tavırları biraz değişti. Hatta bir an masanın altından buzlu viski çıkaracak diye çok korktum :)

Maaş beklentime konu geldiğinde dört bin net gibi bir rakam söyledim. Hatta söyler söylemez keşke beş altı bin fala deseydim de beni arama ihtimallerini iyice düşürseydim diye aklımdan geçti. Muhtemelen düşündükleri rakam iki bin gibi bir şeydi. Adam CV min üzerine bu rakamı yazdı. Ya da belki hahaha falan yazdı da ben o sırada rakamı yazdığını zannettim. Sonra iş iyice olmaz olsun diye başladım saf saf sormaya:"Özel sigortanız var mı? Yemek için sodexho ya da Ticket hangi anlaşmanız var? Servisiniz var mı?" Adam sonunda  dayanamayıp "Bakın Equalfinger Hanım, biz çalışanlarımıza bir maaş veriyoruz, bir de SSK yapıyoruz" dedi. Yüzümü buruşturup yere bakıp "Hıııı" gibi bir ses çıkardım.

Geldiğimde suratıma bakmayan adam dönerken asansöre kadar eşlik etti. Nereden taksi bulabileceğimi anlattı falan. Eşşek herif.

Neyse ki hiç aramadılar. :)

No comments:

Post a Comment